Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Şahin, on bir ayın sultanı ramazan ayının başlaması dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
İslam âlemi için büyük bir öneme sahip, manevi iklimiyle bütün Müslümanları kuşatan, sabır, ibadet, rahmet, mağrifet (günahların Allah tarafından bağışlanması) ve bereket ayı olan ramazan başladı. OMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Şahin de ramazanın ve orucun önemi, bu ayın daha verimli ve bereketli geçirilmesine adına fikir ve değerlendirmelerini paylaştı.
Ramazan ayının İslam’ın ibadetler konusunda en önemli bölümünü oluşturduğunu vurgulayan Dekan Prof. Dr. Osman Şahin “İslam dininin temel ibadetlerinde hac, oruç, zekât, namaz ve kurban ibadeti var. Bunların içerisinden oruç, yılın sadece bir ayında tutulması şeklinde Müslümanlara buyurulmuştur. İslam dini, insanın yaratılışına en uygun görevleri verir. İnsanın yaratılışında 3 temel özellik vardır; bunlar biyolojik, ruhsal ve sosyal yapıdır ve bu 3 yapıya oruç tutulan ramazan ayı hizmet eder. Oruç ibadeti, insanın bedenine ve ruhuna hizmet eder. Çünkü insanın fıtratında yeme, içme ve neslini devam ettirme özelliği bulunur. Bu konuda ramazan ayı, insanın haz duygusunu kontrol etmesini sağlar. Bu anlamda bayramlar, iftarlar, sosyal yardımlaşmalar vb. manevi zenginlik kaynakları, insanlardaki paylaşma duygusunu geliştirir. Ramazan, aynı zamanda namaz ibadetinin yoğun yaşandığı bir zaman dilimidir. Müslümanlar gündüz oruç, akşam ise teravih namazı ile ibadetini sürdürür. Yaratıcısı ile hemhâl olan, bütünleşen bireylerin ruhsal doygunluğu üst düzeye çıkar. Maddi durumu iyi olmayan insanlara yönelik zekât, sadaka, iftar yardımı, bayram harçlığı gibi paylaşımlar sayesinde ramazan ayı insanlığa büyük hizmetlerde bulunur.” dedi.
"Sabrın ve hoşgörünün ayı"
Ramazan ayının sabır ve hoşgörü ayı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Osman Şahin, 1 ay sürecek bu ayda sabırlı, anlayışlı ve yapıcı olmanın öneminin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Peygamber efendimiz şöyle bir hadis buyuruyor: ‘Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa ben oruçluyum deyin.’ Çünkü insanlar açlıktan, sıra beklemekten, trafikten ya da farklı sebeplerden ötürü sinirli, aşırı tepkili ve şiddet eğiliminde olabilir. Bu durumda oruç hem o kişileri daha sabırlı olmaya yöneltir. Çünkü ramazan, yanı sıra sabır ve bu sabrı öğrenme ayıdır. Hoşgörü ve sabrımızı koruyup, başkalarının tepkilerini de anlayışla karşılayarak veya gerilimin yükseldiği ortamdan uzaklaşarak kendimize hâkim olmalıyız. Kavgaya kavgayla cevap vermek yerine geri çekilmemiz doğru olacaktır. Özellikle hoşgörü; hayatın zorluklarına karşı, toplumsal ilişkilerdeki çatışmalara karşı her zaman bize doğru yolu gösterecektir.”
“Yol göstericimiz Kur’an-ı Kerim bu ayda indi”
Ramazan ayını özel kılan unsurun Kur’an-ı Kerim’in indirildiği ay olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şahin, bu ayın önemini ”Bakara suresinde, insanlara rehber olan Kur’an-ı Kerim’in indirildiği ayda oruç tutulması buyurulmuştur. Kur’an, insanın önünü aydınlatan, insanlığa kılavuz olan ve sosyal hayatın çok önemli bilgilerini, ilke ve kurallarını içeren İslam’ın temel kitabıdır. Bu ayda indiği için çok değerlidir. Mesela Çanakkale muharebeleri, Kurtuluş Savaşı toplumsal hafızamızda çok önemli yer tutar, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in indiği ramazan ayı da bizler için mühim bir zamanlama dilimine işaret eder. Allah, Kur’an-ı Kerim’in sadece indiği günü değil, bütün bir ayı ibadetle geçirmemizi istemiştir.” sözleriyle dile getirdi.
"Dört dörtlük ramazan"
Konuşmasında ‘dört dörtlük ramazan’ kavramına ve bu kavramın nelere işaret ettiğine değinen Dekan Şahin, “Öncelikle ramazan ayının özünü, dikkatli ve titiz oruç tutulması oluşturmakta. İkincisi beş vakit namazın yanı sıra teravih namazının da kılınmasıdır. Üçüncüsü, Kur’an-ı Kerim okumak, dinlemek, mealini öğrenmek ve içerisindeki mesajları gözden geçirmek. Son olarak yardımlaşma da bu süreçte olması gereken ilkelerden biri. Nihayetinde zekât, sadaka, fitre ve tasadduk (Allah rızası için fakirlere ve ihtiyacı olanlara maddi olarak yardım etme) dediğimiz maddi yardımlaşma ile birlikte ramazan ayını verimli ve dolu geçirebiliriz.” şeklinde konuştu.
"Ramazan ayı bize neler kazandırır?"
İnsanların ve toplumların hayatında bazı önemli dönemlerin olduğunu belirten Prof. Dr. Osman Şahin, ramazanın bu dönemlerle ilişkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Örneğin yılı 4 mevsim olarak değerlendirdiğimizde, yaz mevsimi hasat ve ürünleri devşirme (toplama) mevsimidir ve diğer mevsimlere hazırlıktır. Burada kazandıklarımızı diğer mevsimlerde harcarız. Harcadıkça eksilme olur ve sürekli depolama ihtiyacı duyarız. İşte ramazan ayı da hem bireye hem de topluma böyle bir sezon sunar. Bir aylık bu periyot, eğitim ve insanın olgunlaşması açısından fevkalade önem arz eder. Dolayısıyla ramazan, insanın dönüşmesi ve olgunlaşmasına büyük oranda yardımcı olur. Ayrıca bizlere saflık, olgunluk kazandırır, topluma ise huzur ve sosyal barış getirir.”
“İçinde pek çok fazilet barındıran ramazanı âdeta bir eğitim gibi düşünmemiz gerekir”
Ramazanın insana ve topluma katkılarına ilişkin değerlendirmelerini aktaran Dekan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Şunu belirtmeliyiz ki ramazan ayı bize çoğu şey kazandıracak ve bu kazandığımız özellikleri geri kalan 11 ayda da devam ettirmeliyiz. Yardımsever ve barışçıl duygularımızı kaybetmememiz gerekiyor, yoksa bunların bir anlamı kalmaz. Malumunuz, ramazan ayı dünya ölçeğinde baktığımızda bütün İslam dünyasında ve Müslümanların yaşadığı her ülkede bir ay boyunca ihya ediliyor. Oruç sayesinde yardımlaşma duygusu ve sosyal barışın canlanıp kuvvetlendiğini dünya genelinde hem Müslüman ülkelerde hem de Müslümanların bulunduğu diğer coğrafyalarda görüyoruz. İyi ki ramazan ayı ve oruç var. İçinde pek çok fazilet barındıran ramazanı âdeta bir eğitim gibi düşünmemiz gerekir.”
Ropörtaj: Ceren Balaban